21 Ocak 2014 Salı

Breaking Bad Fanları Buraya! Haydi Kritik Yapalım!




Uzun bir aradan sonra herkese merhaba...
Peşinen belirteyim Breaking Bad izlemeyi düşünenler yada şuan izlemekte olanlar lütfen bu yazımı okumasın. Bu yazım diziyi bitirip benim gibi değerlendirme yapmak için yanıp tutuşanlara:)

Sanırım 3 hafta falan oldu ben diziyi bitireli ama hala Walter White diye sayıklamaktayım:)
Keşke bu kadar geç keşfetmeseydim diye hayıflanmakla beraber bitmemesi için son bölümleri büyük bir cimrilikle teker teker tadını çıkara çıkara izlediğimi itiraf ediyorum:)

Kısaca konudan bahsetmek gerekirse kendi halinde bir kimya öğretmeni olan Walter White'ın bir gün akciğer kanserine yakalanınca tamamen çaresiz kalması ve akabinde hem tedavi masrafı hem de ailesine birşeyler bırakma amacıyla metamfetamin (uyuşturucu madde) üretim işlerine bulaşmasıyla hayatının tamamen değişmesi ve gelişen olaylar anlatılıyor...Dizinin ilk başında herşey gayet sıradan, sıradan bir klasik Amerikan ailesi, ve kendi halinde bir aile babası Walter White...




Bu dizinin bence insanları bu kadar çekmesindeki gizli gücü tek kelime ile "DEĞİŞİM"...Çünkü dizide neredeyse her karakter büyük bir değişim gösteriyor. Walter White önceleri kendi halinde pısırık bir lise öğretmeniyken sonraları kendine çok güvenli, planladığı amaçları gerçekleştirmek için son derece kararlı, hatta oldukça tehlikeli bir tipe dönüşüyor.Bence dizinin ilk başları seyirciyi bu denli çeken şey kesinlikle Walter'ın bu denli büyük değişimi...

Walter son derece zeki olmasına rağmen birlikte araştırmalar yaptığı 2 arkadaşıyla yollarını ayırınca büyük bir kazık yemiştir.Walter ın bilimsel projelerini kullanıp son derece yüksek mevkiye gelen arkadaşları ona vefa borcunu ödememiştir. Walter 'ın psikolojisini anlamaya çalıştığımda sadece ölümü ardında çocuklarına para bırakma gayesi dışında gücünü zekasını gösterme amacınıda görüyorum.

Filmde Amerika'nın ne kadar acımasız emperyalizm içerisinde olduğunu Walter'ın daha ilk bayılışında ambulansta sigortasının karşılamayacağı endişesiyle binmek istememesinden anlıyorsunuz. Dizide her daim sıradan bir vatandaş için hayatta kalma mücadelesinin zor olduğu bir kıta ve hayat koşulları sergilenmekte.

Walter başta iyileşmek için ameliyetı bile istememektedir, arkadaşlarından(onu kullanıp köşe olan) para istemektense ölmeyi tercih etmektedir. Ama bir kız bebek bekleyen hamile bir eşi ve ayağı sakat oğlu Walter junior vardır ve onlar için onlara geçim masraflarını sağlamak için yaşamak ve daha çok para kazanmak zorundadır.



Dizinin başlarında herşey "aile"si içindir, baldızı ve eşi Hank'te ona son derece destek olmuşlardır ve dizide ara ara verilen aile bağları seyirciyi gerçekten duygulandırıyor.Walter'ı dizide özellikle başlarda çok sevip sonlara doğru kimi zaman nefretle izliyorsunuz, yaptıklarının her birinin belki bir anlamı var kendince ama kabul etmesi zor şeyler olarak değerlendiriyorum.

İlk rehin aldıkları uyuşturucu satıcısı çocuğu hatırlayın, Walter ve Jesse iş bölümü yapmışlardı ve Walter'ın bu genci öldürmesi gerekiyordu, evin bodrum katına girip girip çocuğa onun istediği tarzda ekmeğin kenarlarını bıçakla kesip hazırladığı sandiviçleri veriyordu...Ve genç kendini anlatmaya başlayınca babasının mobilyacı falan olduğu vs Walter ona inanmak istedi, onu özgür bırakacaktı ama kırılan tabağın bir parçasını genç Walter'ı öldürmek için almıştı hatırlarsanız....Ve Walter bunu farkedince vicdan muhasebesi yaptıktan sonra üzüntüyle çocuğu boğarak öldürdü...Ve o günden sonra dikkat ederseniz Walter kendi sandviçlerinin hep kenarını keserek yemeye başladı....Belki o genci vicdanına hatırlatmak istediği içindi bu davranışı...Yada öldürdüğü her karakterden birşeyler alıyor gibi geldi bana..

Walter'a yeniden döneriz ama ben önce karakerleri tek tek analiz etmek istiyorum;

Jesse Pinkman: Walter'ın lisede öğrencisi olan Jesse ile tesadüfen Jesse suç üstündeyken yolları  kesişir ve Walter onu Metamfetamin üretiminde ortağı seçer. Jesse çok duygusal hassas yapıda bu işlere bulaşmış saf bir gençtir...Onca kirli iş içerisinde kendine göre etik kuralları olan kimi zaman son derece doğru bulduğumuz bir karakter. Uyuşturucu satmaya çalıştığı kadının çocuğu olduğunu öğrenince satmaktan vazgeçmesi gibi kendine ait ahlaki kuralları olan biri...Jesse'nin ailesini o kadar soğuk buldum ki....Yahu çocuğun onca zaman sonra gelmiş evine bir sar, sarmala, bu mudur yahu!!!! ben direk Türk insanının sıcaklığıyla karşılaştırdığım zaman ilişkilerini çok soğuk buldum... Ailesi onu evsiz bıraktığında evi satın alıp babasına lafı yapıştırması beni acayip mutlu etmişti:)



Jesse belki çok zeki bir ortak değildi, ama Walter'ın ondan vazgeçememesinin yegane sebebi bence bağlılıktı. Çünkü tehlike anlarında Jesse ona hiç sırtını dönmedi....Aslında Jesse o kadar sevgisiz ve güvensiz bir hayat yaşamıştı ki, tek isteği sevgi ve insanlara güvenmekti....Jesse ye başta belki en çok değer veren insan Walter'dı...Jesse iyi bir şeyler yapmak ve takdir edilmek istiyordu sadece...Zaman zaman paranın onun pekte umrunda olmadığını zaten anlıyorsunuz.... Son bölümlerdeki bir sahnede terapide anlattığı ahşap ve mükemmel el işçiliğiyle yaptığı kutusunu yaptığında nasılda mutlu olduğunu görüyorsunuz. O sahne beni çok etkilemişti, çünkü her insanın iyi yaptığı bir şey vardır ve gururla anlatacağı....Jesse de birşeyleri iyi yapmak, değer görmek istiyordu sadece....Walter her daim karşılaştıkları üzücü ve yıkıcı olaylarda çabuk toparlanıp mantığını ele alırken Jesse her defasında büyük bir vurgun yiyip iyice diplere inmekteydi. Aslında kendimi bir ara jesse'ye çok yakın hissettim, hatta bazı huylarını kendime çok benzettim...Kriz anlarında kendini koyvermesi mesela....İlk sevgilisi Jane'e bağlanması beni çok etkilemişti, kızın sanatsal bir tarafı vardı çizimlerini Jesse'ye gösterip onu resim sergisine (tada müze net hatırlamıyorum) davet etmişti....Ve ilk kez Jesse hayata bağlanmaya başlamıştı,ne kadar yanlış bir tipe olsada....Ve Walter'ın Jane'i ölüme terk ettiği sahne benim kanımı dondurmuştu.....Walter belkide kızın Jesse Pinkman'ı gelecekte iyice uyuşturucu müptelası yapacağını ve onun iyiliği için bu yolu seçmişti tabi birde kızın ayak bağı olmaması için ama ne olursa olsun kabul edilemez birşeydi....

ve sonrası kızın babasıyla barda tesadüfi karşılaşıp klişe kız babası olma muhabbetleri yapmaları ve akabinde Jane in babasının uçak kontrol işinde psikolojisinin bozulmasıyla çuvallayıp uçağın düşmesine sebep olması ve düşen uçağın oyuncak ayı göz parçasının Walter 'ın evine denk gelmesi mğthiş bir kurguydu benim için....
Kız çocuk babası olacak Walter'ın ölümüne seyirci kaldığı kızın babasının acısını vicdanen bu derece hissettirecek daha büyük bir kurgu olamazdı...zaten dizide hep birşeyleri elde tutup kazanabilmek için birşeyleri feda etmek söz konusu...
sebepler ve sonuçlar....sürekli seyirciye birşeyleri sorgulatan aklınızla vicdanınız arası gelgitler yaşamak zorunda olduğunuz bir dizi...

Jesse nin ben özellikle ses tonuna bayılıyordum, ara ara beceriksizliği ve şımarıklığı, boşvermişliği bana çok tatlı geliyordu....özellikle "Yo"  demesi ve "bitch" ile biten cümleleri:)

Ben Jesse ile Walter'ın sonlara doğru çok daha birbirlerine kenetleneceklerini beklerken ne yazıkki Jesse Walter'a büyük bir kazık attı...Jesse dediğim gibi kandırılması kolay biriydi, bazı noktalarda Walter'ı anlayamadı. ...Walter'a göre Tavukçu Gustavo'dan (Uyuşturucu patronu, Walter'ın acımasız patronu) kurtulmanın tek yolu Jesse'yi kendi safına çekmekti ve Jesse nin yeni kız arkadaşının oğlunu zehirlemesinin sebebi buydu...Öldürmeyeceğini bildiği bir bitki ile bunu yapmıştı, bunu Gus'a maledip Jesse ile birlik oluşturup Gus'tan kurtulmaktı amacı....Çünkü Gus Jesse'nin "işe yarar biri olma, takdir edilme" zaafını kullanıp onu Walter dan koparmıştı ne yazkıkki....

ve sonrası Jesse'nin Hank'le birlik olup herşeyi video kaydına anlatmasını dikkatle izlediniz mi bilmem ama benim ilgimi çeken nokta; Jesse'nin önce "Mr.White" diye konuşmaya başlaması sonra "Walter White" diye düzeltmesi oldu....Jesse her ne kadar nefretle dolu olsada Walter'a hep saygı duymuştu...

Jesse kesinlikle dizinin en renkli karakteriydi, en çok güldüğüm kara mizah kısımları onun olduğu bölümlerdi....Fly bölümünü bilirsiniz neredeyse bir bölüm bir sinek üzerine kurulu:) Jesse nin orada "kontaminasyon" kelimesinin anlamını öğrenip diğer uyuşturucu patronlarına caka sattığı bölümde çok keyif almıştım....Garibim yaaa nasılda bilgiçlik tasladı, ona belkide ilk kez birşeyler öğreten, ona değer veren kişi Walter idi, keşke daha güçlü bir bağ kurulsaydı aralarında...


Off anlatacak ne çok ayrıntı var yahu, şuan çok zaman geçti diziyi bitireli yanlışım olursa düzeltin tamam mı?

diğer bir karaktere geçmek istiyorum...
Skyler White: Walter'ın karısı.....Skyler da dizi boyunca inanılmaz değişim gösterip bizi şaşırtan bir karakter...Walter ın zıttı tam bir dominant karakterde...Başlarda müzmin kendi halinde bir ev hanımıyken sonlarda değişen durum karşısında son derece kontrollü, oyunu kuralına göre oynayan bir kadına dönüştü....ben onun en çokta kriz kontrolünü takdir ettim....Başlarda Walter'ı çok fazla düşünen ve seven şefkatli bir eşken Walter dan uzaklaşması beni çok üzdü...Özellikle Walter'ı aldatması beni inanılmaz derecede sinirlendirmişti ama sonrası bunu Walter ve kirli işlerini ailesinden uzaklaştırmak için yaptığını anlıyor ve çokta kızamıyorsunuz....Oldukça hırslı ve savaşçı yönü olan bu kadını bazı noktalarda çok suçlu buldum....Tamam Walter çığrından çıkmıştı kabul ediyorum ama bunu ailesi için yapmıştı....Sonradan hep daha fazlasını istemesi ve imparator olup belkide geçmişteki uğradığı haksızlıklardan ve hayattan intikam almasını tabiiki haklı bulmuyorum....Ama azıcık şefkat göster be kardeşim!!!!!! Walter ın en son bölümde vedalaşmaya geldiği sahneyi hatırlarsınız....Yahu kadın sigara üzerine sigara içti, adamın yüzüne bile bakmadı, nasıl içim gitti o sahnede....ben olsam ağlak ağlak öyle bir sarılırdım ki Walter'a , hakkını helal et falan da derdim haliyle:) onca zaman eşim olmuş adam, bu kadar mıdır yahu, azcık sevseydin yahu şu adamı......Adamcağız başta herşeyi ailesi için yaptı, azcık takdir etsen ne olurdu be kadın yahuuuuu!!!!!


Ama ailesini korumak için Walter'a gösterdiği direniş takdire şayandı....Birde Walter'ın operasyon sonrası iyileştiğinden emin olup tek başına yaşayabileceğinin garantisinide doktordan aldıktan sonra harekete geçip Walter'ı terk etmeside en azından Walter a insani borcunu ödediğini gösterdi....

Walter Junior:  Jesse sonrası en sevdiğim 2. karakter...Bacakları doğuştan sakat olduğu için ancak değnekleriyle yürüyebilen Jr. lisede okuyan evin büyük çocuğu rolünde.... Jr.'ın tertemiz bir sevgisiyle babasına duyduğu saf sevgi beni çok etkiledi....Burnundan tuhaf bir şekilde konuşma aksanı çok tatlıydı....Babasının kanser tedavisi tedavisi için para toplama amaçlı internet sitesi açması ve çabaları çok anlamlıydı, her ne kadar para babasından aksada:) merak ettim, araştırdım adamlar cidden dizi için böyle bir site kurmuşlar, incelemek ve filmi yad etmek isteyenlere:) savewalterwhite sitesine göz atın....nede tatlı babasını tanımlamış....kıyamam yaaaa...




Var ya sizi bilmem ama dizi boyu herşey kötüye gitsede, Walter tamamen canavara dönüşsede bana en çok koyan Junior'un gözünde babasının imajının yerle bir olmasıydı..
Skyler'ın başta ne olursa olsun herşeyi Jr dan gizlemesi bana çok doğru gelmişti, ve ben ilelebet Junior'ın kalbindeki baba imajının kalmasını isterdim...
Aslında dizide en büyük dersleride Jr verdi bize....Bir sahnede Walter dayak yemiş vaziyette ailesinden ayrı kaldığı evde herkesten gizlenirken Jr onun ziyaretine gitmişti hatırlarsanız...Walter oğluna kendi  babasının sadece ölüm yatağındaki kötü halini hatırladığını ,babasının sadece o andan ibaret bir algıymış gibi bilincinde olduğundan falan bahsetmişti ve oğluna darp edilmiş yüzüyle ilgili bir yalan uydurup onu bu şekilde hatırlamasını istemediğini söylemişti....ve Walter babasına adeta ders niteliğinde 2 çift laf etmişti; "baba asıl şuan sana  saygı duyuyorum en azından kendinsin, oysaki son 1 yıldır bize hep yalan söyledin"... Çok vurucuydu sözleri...
Diyorum ya ben en çok ailevi konularda diziden etkilendim.
Açıkçası tüm bu pis uyuşturucu işleri arasında babasına tapan bir oğulun babasının yalancı biri olduğunu öğrenmesinden daha kötü birşey olamazdı bence....İşte asıl yaralayıcı olay buydu...
Hele son bölümlerden birindeki Skyler ve Walter Jr.’ı yerde Walter’a bir canavarmış gibi baktıkları sahneden daha zor bir görüntü yoktur herhalde. Bu sırada “Sizin neyiniz var? Biz bir aileyiz,” diye bağıran Walter için oğlunu polisleri arayıp babasının kendilerine zarar vereceğini söylediğini görmekten daha zor bir durum olamazdı. işte o sahne:(
 

Hank: Narkotik ajan bacanak Hank Skyler'ın kız kardeşi Marie'nin eşidir...Hank başlarda ezik Walter karşısında cool tavırlarıyla ailede baskın sözü geçen erkek karakyerdir. Hank gözüpek ,kararlı, işi konusunda oldukça hırslı bir narkotik polisidir...kendisini heisenberg'i bulmaya adar, Walter zekasıyla onu sürekli alt etsede en son bölümlerden birindeki Hank in uyanmasını sağlayan Gale'in lab notları bulunan defterini Walter nasıl tuvaletinde bulundurma hatası yapar anlayabilmiş değilim!!!!! Yani bunca şeyi planlayan üstün deha Walter White tamda düze çıkmışken bunu nasıl yapar???? sanırım senaristlerin artık dizinin sonunu getirme isteği doğrultusunda senaryo bu şekilde gitti ama bana çok saçma geldi açıkçası...


Bir bölümde hatırlıyorum Walter Hank e Jr'a "ancak ben içki içip içmemesini söyleyebilirim "diye kafa tutmuştu ya işte o bölüm aşırı derecede Walter'a hak vermiştim....Ne bu yaaaaa adama hep loser muamelesi yapın, çocuğu üzerinde bile egemenlik kurun  sonrada adamın çıkışlarına şaşırın!! Walter'ın değişiminde tüm aile fertlerininde payı var diye düşünüyorum.

Marie: Skyler'ın eşi, başlarda normal bir kadınken kleptomani si olan, zaman zaman çok dengesiz çıkışları olan biri olduğunu anlıyorsunuz... Kendisi vasat bir işte çalışırken eşinin başarılarıyla kendi hırsını tatmin eden bir kadın....Yalnız Hank'e sevgisi ve Hank yatalak kaldığında gösterdiği fedakar eşi takdir ettim doğrusu....Hank ölmeden hemen önce tel la arayıp "seni seviyorum" dediğinde içim cız etti, hepte nedense ölmeden önce söylerler bu lafı...Ömür boyu kadın dizinin dibindeyken sevgi sözcüğü söyleyip mutlu etmek varken neden hep son dakika:( Marie'ye sonlara doğru resmen sinir oldum, Hank le Walter ve Skyler a karşı birlik oluşturduğunda çok iticiydi ne yalan söyleyeyim...Hani bizimkilerde sütten çıkmış akkaşık değil farkındayım ama :) Marie'nin kontrollü ve iflah olmaz kararlı tutumu sinir bozucuydu...



Diğer karakterleri uzun uzun anlatmayacağım yalnızca dizinin insanı azda olsa psikopatlaştırdığının altını çizmek istiyorum:) Sonlara doğru pürüz çıkarak kişilerin ölümü rahatlık vermeye başladı:) Hatta içinizden izlerken şununda temizlenmesi gerek falan diyorsunuz....Örneğin ölümüne aşırı sevindiğim Gus! O bölüm nasıl rahatladım ve mutlu oldum anlatamam.:)
Ölümünün artık çaresiz edilgen kalmış hector Salamanco nun elinden olmasıda çok süperdi! Hector lu eski bölümlerde  tın tın zile basması sinirlerimizi epeyce bozmuştu ama ilk kez tın tın sesi izleyenleri bu derece mutlu etmiştir diye düşünüyorum....
Ölümüne sevindiğim diğer kişiler, psikopat kardeşler, Tuco ve en son bölüm temizlenen Todd ve akrabaları...
Ve son sahneleri analiz edersek Walter'ın para dolu fıçıları gömdüğü yere Hank ve polis arkadaşının cesedinin gömülmesi aslında çok büyük bir göndermeydi bence....Hırsla elde ettiğin o para işte senin en yakınlarını gömüp yok edebilir böyle....

ve en kötüsü dizinin beni en çok umutsuzluğa sürüklediği anafikir "güven" di....Kimsenin kimseye güvenmemesi, birşeylerin ancak şantaj yada korkutarak elde edilmesi ve yerle bir olan bir aile...Hele son bölümlerde Walter kaçak hayatı yaşadığı yerde ona yiyecek ve gazete gibi ihtiyaçlarını getiren adama 1 saat daha oturması ,konuşması için para teklif ettiği sahne çok yıkıcıydı....ve ölünce parasını çocuklarına vermeyeceğini bilmesine rağmen yinede sorması çok üzücüydü.....Herşey para demekti, ve güven duygusu eşle bile kurulamayacak kadar zordu....ne acı....

Sanırım ben çok kaptırdım diziye, haydi izleyenler tüm ayrıntıların kritiğini yapalım....Sizin en sevdiğiniz karakter neydi? Walter'ı haklı buldunuz mu? vs vs tüm yorumlarınızı bekliyorum!

Kapanışı şapkasıyla şahsına münhasır Heisenberg fotosuyla yapıyorum...Fark ettiyseniz kendine güvenli gözükmek istediğinde özellikle bu şapkayı takardı kahramanımız...Her insanın güç aldığı farklı bir objesi/eşyası vardır mutlaka, kimisi topuklu ayakkabısının sesinden, kimi gösterişli saatinden, aksesuarından..Heisenberg te şapkasıyla adeta cesaret şapkasını takıyor gibiydi haksız mıyım?

kendinize iyi bakın yo! :)

en sevdiğim Heisenberg lafı ile bitiriyorum;
"I am not in danger, I am the danger!" !!!

LAME














































7 yorum:

  1. Mükemmel bir yazı olmuş. Okurken resmen her şey film şeridi gibi geçti gözümün önünden.
    Ben de çok özlüyorum Mr.White'ı
    Sanırım onun yerine koyabileceğimiz çok az sayıda dizi var.

    Benim dizide en sevdiğim karaterler Jessie ve Hank'ti. Özellikle Hank ve Heisenberg kovalamacasını keyifle izlemiştim. Olayları Walter'a anlatırken Walter'ın yorumları çok eğlenceliydi.

    Jessie'yi öyle güzel anlatmışsın ki yazacak hiçbir şey kalmamış üzerine. Dizinin yalnız ve güzel çocuğuydu.

    En sevmediğim karakterde Hank'in karısı Marie.
    Nedense ben bu kadına hiç ısınamadım. Tuhaf davranışları, kaprisleri, birşey bilmemesine rağmen ben bilirimci tavırları...Anla ne kadar hoşlanmamışım kadından :D

    Sevmediğim ama hayranlıkla izlediğim bir diğer karakter de Tavukçu Gus'tı.
    Kim ne derse desin, adam acımasız, çelik sinirli kötü adamı muhteşem oynuyordu. Onu izlemek zevkti bence.

    Ve son söz:
    Heisenberg seni çok özledik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım teşekkür ederim, bu mükemmel dizinin hakkını vermeye çalıştım. Marie kesinlikle çok itici bir tipti. Tavukçu Gus kesinlikle dizinin en önemli karakterlerinden biriydi, azcık daha sabır gösterebilseydim ondanda bahsedecektim ama herbirşeyden bahsedeyim derken gücüm kalmadı:) Bence dizinin en güzel ve heyecanlı bölümleri Gus'lı bölümlerdi. Çok soğukkanlı ve kontrolcü bir tipti, ceketini her defasında düzeltmesi düğmelerini iliklemesi falan çok sinir bozucuydu, adam ölürken bile düğmesini ilikledi öyle ebedi yolculuğa çıktı:) Golden globe ödüllerinde izledin mi Breaking Bad ekibini? Ben büyük bir hayranlıkla izledim, Walter çok karizma ve dizidekinden genç gözüküyordu....Şimdi bu diziye alternatif dizi arayışındayım, hiçbir dizi bunun yerini tutamaz biliyorum ama The Wire bunun benzeri imiş ve daha kaliteli olduğunu söyleyenler bile var...Ama tekrar uyuşturucu işleri ile ilgili bir dizi bayar gibi geliyor.Sopranos ve Madman de iyi diyorlar...Ben en çok Game of thrones ve person of interest'i merak ediyorum...Var mı senin önerin?

      Sil
  2. Offf dizinin 3. sezonundayım.Dayanamadım yazının çoğunu okudum valla :( Çok fena ya bir an önce bitirmeli diziyi :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hay Allah yaaa, başta özellikle belirtmiştim bitirmeyenler okumasın diye, umarım fazla okumamışsındır:( Diziyi bitirincede yorumlarını beklerim o zaman:)

      Sil
  3. Canım demek bitirdin. İnsan hakkaten boşluğa düşüyor. Dizideki en ufak rolü oynayanlar bile harikalara yaratıyordu. Mesela avukatın zenci şişko koruması bile harikaydı. Bu oyuncuları görünce bizimkiler ne diyorsun ya. Bide oskar aday adaylığı falan hayal ederler. Bi taraflarıyla gülüyorlardır bize. Dizide senle ayrıldığımız baya yer var. Mesela Gus'ın öldürüldüğü sahne bana çok gerçek dışı gelmişti. Hatta öncesindeki Waltun öldürme planları, hastane otoparrkında Gusın arabasını patlatmaya çalışması, jessienin kız arkadaşının çocuğunu zehirlemesi. 4. sezon diğerlerine göre kötüydü bence. Bana en itici karekter Skyler gelmişti. Dizinin başlarında hep ben bilirim havaları vardı. Şu konuşma yastığı ile sırayla konuştukları walt'u hiç konuşturmadığı zaman başladı gıcıklığım taaki duygusal çöküntü yaşayana kadar. O zaman kadına ısındım acıdım bedeli ağır ödeyenlerden oldu. Ama Hanke yapılan iftira videosunda payı olduğunda tekrar öldüresim geldi Skylerı. Mesela burdada farklı hissetmişiz. Marie ve Hankin ayakta hiç hareketsiz walt çektiği videoyu izledikleri sahne bende mide ağrısı yapmıştı. Nasıl bir ihanet aklım almamıştı. Waltun yakalanmasını hankin başarılı olmasını dileyip durdum ama maalesef. Bu olaylarda en masum olan Marie ve Jr. dı bence. Marie nin yinede kardeşine sahip çıkması şimdi bile üzüyor beni. Daha uzatsam uzatırım bu dizi konuş konuş bitmez. Bence tüm zamanları en iyisi.

    YanıtlaSil
  4. Haklısın canım tüm oyuncular gerçekten çok başarılıydı..Evet Gus'un öldürüldüğü sahnede biraz şov yapmışlardı,bir yandan bedeni normalken yüzünün diğer kısmı robokop gibiydi:) gerçekçi değildi ama seyirciyi çok mutlu eden bir sahneydi...Ben sana göre çok Walter'cı olmuşum diziye kaptırıp, ne ualan söyleyeyim Hank ve Marie'ye hazırladıkları videoda keyiften dört köşe oldum:) Marie bana Skyler'dan bile daha itici geldi. Dediğin gibi tüm zamanların en iyisi şuan ben izlediğim hiçbirşeyi beğenemiyorum...:(

    YanıtlaSil
  5. Merhaba,
    Bloğunuzu çok beğendim ve takipçiniz oldum. Sizi de bloğumda takipçi olmaya beklerim. Sevgiler.
    http://mommyslifetime.blogspot.com

    YanıtlaSil

Çok Kıymetli Yorumlarınız...!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...