22 Ocak 2013 Salı

En Kolay Yurtdışı Gezisi: Gürcistan-Batum

Selaam herkese. Anladığınız üzere bendeniz Dore cilt bakımından, makyajdan üstad Lame kadar çakmayınca ilginç bulduğum başka konularla ilgili post yazmaya devam ediyorum.  Geçtiğimiz kurban bayramını birkaç günlük izinle birleştirip Artvine gitmeye karar vermiştim. Böylelikle pasaport zorunluluğunun kaldırılmasıyla insan akımına uğrayan Gürcistan-Batum'a gitme fırsatı da bulmuş oldum. 

Önce Hopa merkezden dolmuşla sarp sınır kapısına  3-5 TL gibi bir ücretle 15-20 dakkada gidiyorsunuz. İndiğiniz yerde hemen Türk sınır kapısı, yürüme mesafesi yok. Elinizde TC kimliğiniz ve yurt dışı çıkış harcı olan 1 TL para görevliye veriyorsunuz oda evrağınızı elinize tutuşturuluyor. Maximum 3 dakikalık yürüme mesafesinin ardından Gürcistan Sınır kapısı karşınıza çıkıyor.  Görevliye belgenizi uzatıyorsunuz fotoğrafınız çekiliyor hooop açıl susam açıl. Sorgusuz sualsiz Gürcistandasınız:) Çıkış kapısının önünde bekleyen dolmuşlar sizi 1 Gürcü Larisi yada 1,5 TL'ye  Batum merkeze götürüyor. Yani döviz telaşına girmeye gerek yok ha illa almak isterseniz hemen orda dövizci de var ama merkezdekine göre biraz daha pahalı. (Bu arada çok moralim bozuldu Lari bizim paradan değerli)   Dolmuşçular yarım yamalak Türkçe konuşuyor telaş yok anlaşıyorsunuz. 


Bizim dolmuşcu eliyle koluyla işaret ederek bizi burada indirdi. Karşılştığım ilk manzara bu olunca noluyoruz, nereye düştük biz dedim tabi. Gezdikçe anladık ki 2 farklı dünya var Gürcistanda. Bi taraf hala sefaleti doruk noktasında yaşıyor. Diğer taraf parasını nasıl göstereceğini şaşırmış. Bu fakir mahallede yol kenarına  pazarda kurulmuştu gerçi pazar dediysem öyle tezgahlı bir düzen yoktu ortada. Bu çamurun üstüne koyuvermişler 2 kasa meyve satıyorlarlardı. Hijyen mi o da ne:) meyvenizi soyar yersiniz artık. Bizde bu durma çok yabancı değiliz aslında:)


Sonra bizim sınır kapısı tarafına (batıya) doğru yürümeye başladık.  Yürüdükçe şehir güzelleşti. Yol boyu birçok 2. el  kıyafet satan dükkanlar gördük. İç çamaşırına varana kadar düşünün artık fakirliği. Zaten öyle kıyafet alırım kozmetik alırım gibi hayallere kapılmayın. Duty free den alışveriş yapmak içinde enaz 3 gün Gürcistanda kalmanız gerekiyormuş. Neyse sonra deniz kenarında kafterya gibi bir yere oturduk. Çayla biranın aynı fiyat (2-3Lari) olduğunu görünce sevmesemde sarıldım biraya tabi. İdare eder bişeydi.


                                                                
Gitmeden önce nette biraz araştırma yapmıştım birkaç heykelinden bahsediyordu. Buda meşhur altın post heykeliymiş. Kadın elinde koç postu tutuyor. Ne anlam hiç anlayamadık. Hiç bir yerde İngilizce bir açıklama hatta bildik bir latin alfabesi bile bulmak mümkün değil. Gürcüce bileceksiniz ve Rus alfabesinden anlayacaksınız yoksa köyden indim şehre misali boş boş dolanıyorsunuz. Hangi bina nedir ne işe yarar bir şey öğrenemeden geri döndük. İşte bu da böyle bir heykel kaç yılında yapılmış ne anlamı var bilmiyorum. Tarihi bişeye benzemiyordu.


Yine ne işe yaradığını bilmediğimiz binalar. Sağdakine bakın heralde çıkıp şehri seyrediyorsunuz. Enteresan şeyler yapmaya çalışmışlar ama ah bide anlatsalar. Birilerine bişeyler soracaksanız sakın İngilizce için paralamayın kendinizi. Türkçe konuşun yarısı anlıyor zaten yarısı da öğrenmeye çalışıyor. Ben gün boyu ingilizce konuşmaya çalıştım hiç bir halta yaramadı. Bide İngilizce bilmediklerinden geriliyorlar, bizim gibi değiller yani:))) En sonunda anladım ama iş işten geçti. Bi ara "Do you know Turkish" gibi saçma bir cümle kurarken buldum kendimi.  Türkçe sorsana :))) Kızda yes diyince birden İngilizceyi bırakıp Türkçe  konuşmaya başladık. 


 
Batum eskiden Rusyanın Antalyası olarak anılırmış ama palmiye ağaçları haricinde Antalyaya benzer bi taraf göremedim ben. Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş:) Gerçi burası en hoşuma giden yerdi. Yolun muntazamlığı, yeşil alanın sadeliği, düzgün bir otopark hiç bir karmaşa yok bayıldım:) 


Malum hiçbir yerde bi açıklama görmediğimizden çanları çalan bu görkemli binayı klise sanıp görelim dedik. Etrafında dolandık durduk nereden giriliyor diye. Sonra Türkçe bilen bir çocuk burası klise değil dedi. Biz inatla tarihi biyerse yada müzeyse gene girelim gezelim çabasındayız. Meğer bir zenginin eviymiş:) Kim ister acaba evinin tepesine saat başı öten bir çan taktırmayı. Kasabın yağı çok olunca münasip yerlerine sürermiş:) Ee dikkat çektimi çekti.


Buda zengin evine kıyasla çok mütevazi bir klise binası. İçindede klasik altın yaldızlı İsa figürleri var. Daha büyük kliselerde varmış ama biz bunu bulduk girdik.  


Burasıda meşhur plajlarıymış. El ayası büyüklüğünde yassı taşlar var. Çıplak ayak nasıl yürünür bilemedim. Bide deniz kabukları var koca koca. Bir kaç tane alayım dedim nasıl pis kokuyorlar anlatamam. Attım hemen ama elimden gün boyu çıkmadı kokusu. Yazında böyle kokuyorsa  güneşlenenlerin vay haline:) Temizliyorlardır belki de.
 
Günü birlik gezdik geldik . Kasım ayı olduğundan canlılık yoktu. Bi daha gidermiyim, Tiflise giderim belki, ama Batuma ha biri gidiyordur hadi gidelim der kalkar giderim. Yoksa özel bir plan yapmam çünkü özleyeceğim bi yer değil.  Ama geçiş bu kadar kolaylaşmışken bir kere görün derim. Yalnız uyarayım tatil zamanı giderseniz ve arabayla geçmeye kalkarsanız işiniz zor olabilir. Gürcistanda benzin fiyatları yarı yarıya olunca araba kuyruğu hat safhada oluyormuş bi tanıdık yazın 3 saat gümrükte beklemiş bu yüzden. Ben yürüyerek çok kolay geçtim gerçi ama benim gittiğim gün tatil değildi ve araba sırasıda yoktu. Genede tatil dönemi bile yürüyerek daha kolay olacağını düşünüyorum. Unutmadan Hopaya dolmuşla direk dönüş yok. Önce Kemalpaşa dolmuşlarına biniyorsunuz biryere kadar getiriyor sonra ordan Hopa dolmuşlarına biniyorsunuz. Dolmuşların rant kavgasından kaynaklanan bir sorun. Kişi başı 25 TL ye takside tutabilirsiniz ama elinizde yükünüz yoksa hiç gerek yok. Bide Hopadan 40 TL ye günü birlik Batum gezileri var onları da değerlendirebilirsiniz. Belki turlar bişeyler anlatırlar daha iyi bile olabilir. Gerçi sadece yazın yapıyorlar bu turları.  Dönmeden Khvanchkara şaraplarından almayı da unutmayın. Özellikle içkiyle arası olmayanların seveceği tazda şekerli muhteşem bir şarap 10-12 Lariye de onu alırsınız. Diğer içkiler de Türkiyeye kıyasla baya ucuz. Sürekli geçiş yapmayanlar fazla içki alsalar bile gümrükte sorun yaşamıyorlarmış haberiniz ola.

Haa unutmadan Hopada Ustabaş  Restoran diye bir yer var, ordada hamsi tavanızı yer dönersiniz artık. Umarım değişik bir seçenek sunmuşumdur size. Öpüldünüz.

DORE

19 yorum:

  1. ayy tatlıımmm ne güselll;)) fotolar da bi harika. bu arada pasaport gerekiyo değil mi onu merak ettim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sagol canım. Hava güzel olunca fotoğraflarada yansıdı. Ne pasaport nede vize sadece TC kimliğin yeterli. Geçiş çok basit gerçekten yeterki sıra olmasın.

      Sil
  2. Fotoya bakınca ben de direk kilise ya da okul diye düşünmüştüm, ev çıkmasına şaşırdım :D

    YanıtlaSil
  3. Evet onorr ya beni deen şaşırtan şey oydu. Cık cık cık diyip durdum :))

    YanıtlaSil
  4. Hiç yurtdışına çıkmamış ben ve 10dan fazla ülkeye giden kardeşim birlikte okuduk yazını :) Bi koşu gidip dönesimiz geldi, kardeşime diyorum ilk yurtdışımı da yapmış olurum böylece :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)Hakikaten Sevdacım bi koşu git gel oyle biyer. Alında doğu karadeniz gezisi yapıp araya Batumu sıkıştırı vereceksin.

      Sil
  5. Canım bu kadar kolaymıymış gitmek dedim kendi kendime!!!! Bir ara bir arkadaştan Batum da gece hayatının iyi olduğunu, güzel kumarhaneler bulunduğunu falan duymuştum, ne kadar gelişmemiş olsada Sovyetler birliği himayesinde uzun yıllar kalması mutlaka iyi kötü medeniyet katmıştır, bence görülmesi gerek, yalnız zengin adamın evi cidden kiliseye benziyormuş, çok güldüm okurken o kısmı, düşün adam evinde çay içiyor birileri evin etrafında foto çekiyor, içeri bakmaya çalışıyor, çevrede 4 dolanıyor:))))o bahsettiğin binaların ne olduğunu öğrenememek beni fitil ederdi eminim, turizm bürosu falandamı yoktu, ne enteresan yaaa! opuyorum! LAME

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım fırsat varken değerlendirmek lazım. Gece kalmadık ama kumarhanelerini bende duydum. Eski bir türkü var hatta "Ben giderim Batuma, Batumun batağına" diye :)) Düşün artık namını kaliteli yerlermidir bilmiyorum. Ev komikti gercekten:)) Turizm bürosu varsada gürcüce yazmışlardır kesin bulamamışımdır. Ben tuvaleti bile zor buldum düşün artık. Hiçbiryerde bişey yazmıyorki. Ama her yıl değişecek eminim çünkü hızla gelişiyor.Tatilde gidilirse çok Türk olur oralarda onlara sorulabilr ama onlarında binalarla ilgilnediğini sanmıyorum. Bi işyeri sahibi Türke klise sorduk haberi bile yoktu. Canım çok bişey beklemeden gez gel en güzeli:)

      Sil
  6. not ettim.. faydalı ve ilginç bilgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler entel kedi. Umarım bilgilerin faydası olur.

      Sil
  7. Çok hoş görünüyormuş.. Keşke gitmeden önce birazcık bilgi edinebilme şansınız olsaydı. Bazı ortodoks kiliseleri aynen resimdeki gibi oluyor. Zaten kiliselerin yukardaki ev gibi aşırı camı dışardan görülebilen katları olmaz.. Birde kiril alfebesi kullanan ülkelerde genelde ingilizce ya da normal latin alfebesiyle yazılmış kendi dillerinde tabela vs bile hiç yok yani.. Neden böyle bilmem bize zor oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında araştırma yaptım beyaz kedim ama nette de pek bilgi yok birkaç yerden bahsediyor oda yarım yamalak. Ordada hem turistleri çin bilgilendirme yoktu hemde İngilizceyle çok vakit harcadım istediğimiz 3- 5 yeri de bulamadık yani . Sonrasında akışına bıraktık artık ne çıkarsa karşımıza :))

      Sil
  8. ne güzel bir yazı olmuş böyle benim blogumada beklerim
    kelebeketkisi39.blogspot.com
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler kelebek etkisi. Bloğunu inceledim. Çok güzel bilgiler vermişsin.

      Sil
  9. çok güzel bir gezi yazısı. Bayram haftası gibi bir dönemde, Gürcistanın sınır kapısına kadar gidip, kalabalıktan öte tarafa girememiş biri olarak gitmiş kadar oldum. Bir daha ki sefere artık. Taze blogger dayanışması ve paylaşımlar için bana da beklerim. İzlemeye aldım :)))

    YanıtlaSil
  10. Teşekkür ederim Demet. Merak ettim senin Gürcistan hikayeni. Blogunu inceledim çok hoş. Takiptesin

    YanıtlaSil
  11. evet, nihayet sınırlar kalkıyor :)
    o heykel konusunda da bilgi vereyim isterseniz :)
    biraz geç oldu ama öğrenmenin zamanı yok diyeli :)

    Eski Yunan mitlerini okuyan anlar, Argonotlar ve altın post vs, heykeldeki kadın ise Batum'da 3000 yıl kadar önce yaşadığı düşünülen Medeya'dır
    ki kendisi yanlış hatırlamıyorsam Yason'un sevgilisidir, Kolhis (günümüzde işte Gürcistan sınırında) şehrinin kralının kızıdır, v.s.

    aslında Yunan mitlerinin pek çok heykelini Türkiye'de görmek mümkündür, orada da varmış meğerse

    YanıtlaSil
  12. gece hayatından bahsetmemişsiniz hiç. :D oraya taşlı çakıllı kumsala gitmiyor kimse

    YanıtlaSil
  13. İcimi kararttin be kardesim:))

    YanıtlaSil

Çok Kıymetli Yorumlarınız...!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...