28 Mayıs 2011 Cumartesi

İncir Reçeli




































İncir Reçeli filmini daha yeni izleme şansım oldu ve çooooook beğendiğim için hemen bloğa yazmak istedim. Aslında bundan önce Kaybedenler Kulubu'nü yazmayı planlıyordum çünkü onuda çok beğenmiştim fakat sonra düşündüm o filmi zaten çoğu insan izlemiştir yeteri kadar ses getirdi, bu filmi yazayımki bilmeyenler, izlemeyi düşünenler izlesin diye. Bu film yanlış hatırlamıyorsam Aşk Tesadüfleri Sever zamanı vizyondaydı, e tabi Aşk Tesadüfleri Sever yanında bu film harcandı. İki film karlışaştırılamayacak kadar farklılar zira İncir reçeli tipik bir aşk filmi değil, çok farklı bir film..Yönetmen Aytaç Ağırlar'ın ilk filmiymiş ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle yapılmış.
Film sıradan başlıyor ama zaman geçtikçe tempo sabit ve etkileyici bir hal alıyor. filmin hikayesi hakkında uzun süre hiçbir şey anlayamıyorsunuz. Başlarda özellikle kızın "Baby talk" tarzı konuşmasını çok yapmacık buldum ama sonlara doğru onunda rolünün hakkını fazlasıyla verdiğini düşündüm. Filmdeki erkek karakter Sezai Paracıkoğlu müthiş bir oyunculuk çıkarmış, sanki kendi hayatını oynuyor, kesinlikle çok başarılı.
Filmden birkaç replik vermek istiyorum;
Erkeğin kıza "hiç yadırgamadım yüzünü, inan çok tanıdık. gönlüme hoşgeldin sevdiğim, kusura bakma ortalık biraz dağınık" demesi,
kızın erkeğe ;
"  sana dokunmak hayatın içinde durup dinlenmek gibi,
sana dokunmak nefes almak gibi,
 sana dokunmak tüm kelimeleri yakmak gibi,
 sana dokunmak tüm insanları affetmek gibi,
sana dokunmak hayatı temize geçmek gibi,
 sana dokunmak ölüme inat gibi!"
 demesi gibi inanılmaz etkileyici replikler var, hatta başlarda filmin anlamını tam idrak edemediğimden karşılıklı konuşmaların bu derece şiirsel, edebi olması bana yapay geldi, zorla konuşmalara sığdırılmış gibi geldi fakat daha sonra her kelimesi ve her sahnesiyle gitgide kurgu zekileşti ve beni çok derinden etkiledi ve düşündürdü;
İnsanlar neden bilmeden birbirlerini yargılarlar?Kendileri gibi olmayanları sindirirler hemen, kendilerine benzetmeye çalışırlar.Farklılıklara açık olmayan türleriz, halbuki hepimiz de birbirimizden farklıyız. İnsanları kendi karakterlerine, durumlarına göre yargılamıyoruz. onları dinleme zahmetinde bile bulunmuyoruz. Düşünürken her türlü ihtimali göz önünde bulundurmaktansa ilk olarak algıladığımızda karar kılıyoruz.
Filmdeki kızın öfkesi çok haklıydı insanları dinleme zahmetinde bile bulunmuyoruz maalesef.
Bir başka etkilendiğim replik kızın erkeğe "asıl ucuz olan ne biliyor musun?Beş kuruş vermeden savurduğunuz yargılarınız." demesi
Film sonlara doğru tokat gibi vuruyor insana, resmen içini kanatıyor, iyiki cuma gecesi izledim pazar sendromum varken bu denli yaralayıcı bir filmi izleyemezdim heralde.Adamın kızın gidişi ve bir yığın olaylar sonucu darmadağınık olmuşken şarkı söylediği sahne inanılmaz etkileyiciydi. Videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz, o sahnede neredeyse Müslüm babacılar gibi nerde benim jiletim uleynnnn diyecektim:) Felaket bir sahneydi, hüngür hüngür ağlamaktan halsiz düştüm:((

Ve kızın erkeğe sonlarda söylediği " Bana bişeyi sevme hakkını vermediler, ben de incir reçelini sevdim " demesi olayın son noktasıydı...

Herkes sevmeyebilir, gönlü kaldıran, kaliteli bir film izlemek isteyenlere....

LAME

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çok Kıymetli Yorumlarınız...!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...