23 Mart 2014 Pazar

Bi küçük Eylül meselesi


Not:Haftalar öncesi izleyip sonrası çok etkisinde kalıp hemen word'de yazısını yazıp çok gecikerek post'unu yayınlayabiliyorum, kusuruma bakmayın ..


Herkese merhabaaaaaaa! Sizlere hafta sonu izleyip hala etkisinde olduğum bir filmden bahsetmek istiyorum.

Bi Küçük Eylül Meselesi….

Fragmanını beğenip Nil’in müthiş şarkısınıda (“kanatlarım var ruhumda”) duyunca izlemek için can attığım bir filmdi pek tabii fos çıkma olasılığıda mevcuttu ama benim tahminimin çok üstünde bir film çıktı…

Kısaca konusu şöyle;

Güzel, cool, hayat dolu,kendine güveni tam Eylül kızımız Bozcaada’ya tatili sırasında adada yaşayan Tek isimli ezik, asosyal,çirkin karikatüristin ilgisini çeker ve tanışırlar. (aslında Engin Akyürek Türk erkek standartlarına bakarsak bence çirkin değil ama senaryoda işlenme şekli çirkin olduğu için bu şekilde açıkladım….Yoksa etrafımızda sürüsüne bereket Tek’i aratacak çirkin erkekler mevcut değil mi kızlar? L( )Eylül’ün dalga niyetine sadece tatilde iyi vakit geçirmek için takıldığı Tek ona hayatın bambaşka yönlerini gösterir ve Eylül Tek’e aşık olur….Eylül elinde iphone’u foto çekip anında instagramda paylaşma modunda yaşamın tatlı inceliklerini kaçıran bir kız iken Tek ona hayatın yalın ve bambaşka bir yüzünü keşfetmesini sağlar….Aşk!!!!!! gibi..:)

Filmin ayrıntılarına izlemek isteyenler için çok girmeyeceğim ama gerçekten bence harika bir filmdi…..Yönetmeni ve yazan Kerem Deren…Hatırlarsanız Ezel’in senaristiydi kendisi ve ben Ezel’in en başlarını çok beğeniyordum, sonlara doğru uzata uzata kabak tadı vermişti ve izlemeyi bırakmıştım ama ilk yarı bence gerçekten çok güzeldi….Bu filmde de Kerem Deren çokça flashback yapmış, ama yerinde ve kurguyu eksiksiz tamamlayarak…

Ve bence baştan sona hiçbir saçma şey yoktu, her şey bana o kadar mantıklı geldi ki….

Baştan söyleyeyim Eylül kızımızı oynayan Farah Zeynep Abdullah güzelliğiyle büyülüyor, hatta sevdiceğim “bu kız bu kadar güzel miydi” deyince ki eminim bir çok erkek aynı tepkiyi verir kıskançlıktan yarılmanız an meselesiJ))) Ben bile şaşırdım yani banada önceleri o kadar güzel gelmiyordu….Sarışınlık inanılmaz yakışmış…Birde filmde birçok sahnede makyajsız duru güzelliğini fark ederken makyajlı hallerinde güzelliğin doruğuna çıkıyor, o derece yaniJ)) tabi izlerken makyajın gücünüde çok net fark etmenizi sağlıyor….

Birde o giydiği kıyafetler öyle muhteşemdi ki…..Yani şu film sonrası Eylül film kreasyonu diye bir şey çıkarsalar koşa koşa giderim almaya heraldeJ Çok enteresan ama giydiği tüm parçalar tam benim zevkime uygundu….

  Filmde Tek’in karikatürleriyle müzik eşliğinde geçişler beni çok mutlu etti, bizim sinemamızda bu tip şeyler çok az yapılıyor, filme zenginlik ve görsel zenginlik katmanın yanında Eylül’ün bilinç altında olan biteni daha iyi anlamamızı sağlıyor…

Aslında film vıcık vıcık bir aşk filmi değil, hatta bizi tam doruklara çıkarırken tepetaslak düşüren bir film….

Aşk’tan bu kadar korkulur mu diye şaşıracaksınız belki, evet bu derece korkutur….Hatta bence bilinçaltında kendimizi engellediğimiz bu denli frene bastığımız bir duygu daha yok…Aşk’a kendini bırakmak cesaret ister, yürek ister, mantığı bir kenara bırakmak ister….Ama bazen  biz kendimizi bırakmadan yanlış yada doğru diye bir iç ses kalbimizden önce davranır…..Aşk korkutur çünkü bize hayatta yapmayacağımız şeyleri yaptırır, saçma sapan şeylerJ

Filme döneyim bu harika filmde Bozcaada’nın müthiş manzaralarını görmek beni çok mutlu etti….Mitos plajını, Polante’yi, meşhur kahvesini, çınaraltını, patlıcanlı böreğini, gizemli ara sokakları, domates reçelini görmek benim Bozcaada anılarımı çok fena depreştirdiL….Eminim film sonrası görmeyenlerden çok gitmek isteyen olacak bu şirin beldeye…

Filme beni etkileyen birkaç replik vermek istiyorum;

Tek in Eylül’e söylediği;

-ne olur hatırla beni, çünkü o anılar sadece senin değil…

-Kim olduğumuzu başkaları söyler bize, ben adada mahsur kalmış bir adamdan en güzel hikayemi dinliyorum…

 

-çirkin insanlar güzel insanlar onları fark etsin diye olmadık şeyler yaparlar, bizler görünmez olmaya o kadar alışığız ki tek bir bakışla çirkin bir insan onu fark edene umutsuzca aşık olur….

 

Ve beni en çok etkileyen replik Eylül’ün Tek’e söylediği;

 

-Beni çizmeni istiyorum çünkü senin gözünden nasıl biri olduğumu merak ediyorum….

 

Zaten aşk bir bakımada karşımızdakinin ruhunda yarattığımız kusursuz kendimizi fark edip mutlu olma hali değil mi?  O kusursuzluk bozulmasın isteriz hiçbir zaman, hep onun gözünde tanrıça olmak isteriz... Neyse sevgili dostlar kısaca bu güzel filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ederim..Filmle ilgili tek eleştrim aşk daha yoğun işlenebilirdi, kurguyu net anlatabilme çabasında aşkı anlatan sahneler biraz kısa kesilmiş gibi geldi bana...
 
baharın gelmesiyle aşk tadında bu filmi kaçırmayın güzeller !! :)
 
LAME


6 yorum:

  1. merhaba;
    hemen geldim ve blogunu okudum
    hem ankaralı hem de izmitte olmana çok sevindim,tıpkı benim gibi:)
    görüşmek üzere :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba güzelim, ben viva :) Tekrar blog yazmaya basladim :)

    YanıtlaSil
  3. Kız Viva hoşgeldin , sensiz buraların tadı tuzu kalmadı valla! Cok sevindim aramıza katıldığına , mail adresini kaybettim, mail at, anlatacaklarım var:)

    YanıtlaSil
  4. Güzel hatun, mimledim seni :D Sinavin gecince vaktin oldugunda yaparsin istersen, cok öptüm! :)

    YanıtlaSil
  5. merhabalar,benim halen izlemek isteyipte birtürlü izleyemediğim film.Umarım yazından sonra izlemeyi başarırım:)))

    YanıtlaSil

Çok Kıymetli Yorumlarınız...!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...